SOYBAĞININ REDDİ DAVASI
Soybağının reddini sağlayabilmek için soybağının reddi davasının
açılması gerekir. Bu anlamda soybağının reddini sağlamak tek taraflı bir irade
açıklamasıyla veya anlaşmayla mümkün olmaz.
Soybağının
Reddi Davasında Davacı Taraf
Soybağının reddi davasını açma hakkı prensip itibariyle kocaya
tanınmıştır. Ancak kanun koyucu koca dışında çocuğa, şartların oluşması halinde
kocanın altsoyu ile ana ve babasına ayrıca baba olduğunu iddia eden kişiye de
dava açma hakkı tanınmıştır.
Koca
Soybağının reddi davası esas olarak, çocuğun babasının koca
olduğu düşüncesine dayandığı için bu davayı açma hakkı ilk etapta kocaya
tanınmıştır. (MK m.286/1) Soybağının reddi davası açma hakkı kişiye sıkı
sıkıya bağlı haklardan olması hasebiyle bu davanın bizzat koca tarafından
açılması gerekir. Bu noktada koca sınırlı ehliyetsiz olsa dahi bu davayı yasal
temsilcisinin iznine gerek duymadan açabilir. (MK m.16/1) Koca tam ehliyetsiz
ise yasal temsilcisinin ya da atanacak bir kayyımın onun adına dava açması
mümkün değildir. Ancak MK m.291 hükmü şartları çerçevesinde diğer ilgililerin
kendi adlarına dava açma hakkı doğabilir.
Soybağının
reddi davasının en başta kocaya tanınmasının sebebi kendisinden olmayan
çocuktan ve onun mali yükünden kurtulmasında menfaati olmasıdır.
Çocuk
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun’umuzda ise açıkça çocuğa
soybağının reddi davası açma hakkını tanınmıştır. (MK m.286/2) Yeni Medeni
Kanuna göre ergin olmayan çocuk adına soybağının reddi davası kendisine
atanacak kayyım tarafından açılır. (MK m.291/2) Çocuğa kayyım atanmamışsa çocuk
ergin olduktan bir yıl içinde bizzat kendisi dava açabilir. (MK m.289/2)
Çocuğun dava açmadan ölmesi halinde soybağının reddi davası açma hakkı sona
erecektir. Bu noktada dava açma hakkının mirasçılara geçmesi söz konusu olmaz.
Diğer
İlgililer
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun m.291 aynı konuda dava açabilecek
olanların kapsamını daraltmıştır. Kocanın dava açma süresinin geçmesinden önce
ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi yahut da ayırt etme gücünü sürekli
olarak kaybetmesi halinde dava hakkı, çocukla birlikte mirasçı olanların veya
çocuk sebebiyle mirasın dışında kalanların hepsine değil, fakat bunlardan
sadece kocanın alt soyuna, anasına ve babasına tanınmıştır. Bunun dışında dava
açabileceklere baba olduğunu iddia eden kişi de ilave edilmiştir.
MK m.291 çerçevesinde soybağının reddi davası açma hakkı tanınan
kocanın altsoyu, ana ve babası ve çocuğun gerçek babası olduğu iddiasında olan
kişi, ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine
karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde
dava açabileceklerdir. Bu bağlamda koca dava açma süresi içerisinde dava
açmamışsa sürenin sona ermesinden sonra kocanın ölümü, gaipliğine karar
verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi kocanın altsoyunun,
ana ve babasının ve çocuğun gerçek babası olduğu iddiasında olan kişinin
soybağının reddi davasını açma hakkına sahip olmaları neticesini doğurmaz39.
Şayet koca çocuğun kendisinden olduğunu açık veya zımni olarak kabul etmiş ise,
kocanın dava açma süresi sona ermeden ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya
ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybı durumunda da baba olduğunu iddia eden
kişi dışındaki ilgililerin dava açma hakkına sahip olmaları söz konusu
değildir. Bundan başka dava açma süresi sona ermeden kocanın ayırt etme gücünü
geçici olarak kaybetmesi, diğer ilgililerin dava hakkına sahip olması
neticesini doğurmaz. Bu durum MK m.289/3 çerçevesinde haklı sebep teşkil eder
ve koca ayırt etme gücünü kazandığı zaman kendisi dava açabilir.
Soybağının reddi davası açmaya hakkı bulunan diğer ilgililerin
dava hakkı kanun tarafından doğrudan kendilerine tanınmıştır. Kocanın dava
hakkının intikali gibi bir durum söz konusu değildir. Soybağının reddi imkânına
sahip olan ilgililerin dava hakkı birbirinden bağımsız olduğu için ilgililerden
birinin açtığı soybağının reddi davasının kaybı diğerlerinin dava hakkını
etkilemez. Bunun yanında ilgililerden birinin açtığı soybağının reddi davasının
kazanılıp soybağı reddedilirse verilen hükümden diğer ilgililerde yararlanır.
Soybağının
Reddi Davasında Davalı Taraf
Çocuk dışındaki dava açma hakkı olanların açacakları soybağının
reddi davasında davalı olarak ana ve çocuk gösterilir. Çocuğun açacağı
soybağının reddi davasında ise davalı olarak ana ve koca gösterilir.
Ana
ve Çocuk
Soybağının reddi davası koca tarafından açıldığında davalı
tarafta ana ve çocuk bulunur. (MK m.286/1) Soybağının reddi davası sadece anaya
karşı açılamaz. Soybağının reddi davasında ana ve çocuk arasında mecburi dava
arkadaşlığı bulunduğu için davanın ana ve çocuğa karşı açılması gerekir.
Yalnızca ana ya da yalnızca çocuğa karşı yöneltilen dava reddedilir. Çocuk
davada bir kayyım tarafından temsil edilir. Ananın menfaati ile çocuğun
menfaati çatışabileceği için ananın kayyım olarak atanmaması yerinde olur.
Soybağının
reddi davası çocuğun ölümü halinde ana ile birlikte çocuğun mirasçılarına
yöneltilir. Ananın ölümü halinde ise dava sadece çocuğa karşı
yöneltilir. Ana ve çocuğun ölümü halinde soybağının reddi davasının açılması,
davacı kocanın soybağının reddinde menfaatinin bulunması durumunda söz konusu
olur. Bu durumda davanın mirasçılara yöneltilmesi gerekecektir.
Ana
ve Koca
Soybağının reddi davasının çocuk tarafından açılması durumunda
davalı koltuğunda ana ve koca oturur. (MK m.286/2) Davanın çocuk adına kayyımca
açılması durumunda da davalı taraf yine ana ve kocadır. Davanın çocuk
tarafından veya onun adına kayyımca açılması durumunda da ana ve koca arasında
mecburi dava arkadaşlığı bulunur.
MK m.291 son fıkrası soybağının reddi davasının diğer ilgililer
tarafından açıldığı durumlarda, kocanın açacağı soybağının reddi davasına
ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanmasını öngörmektedir. Bu bağlamda soybağının
reddi davasının kocanın altsoyu, ana ve babası tarafından açıldığı hallerde
davalı tarafta ana ve çocuk, davanın gerçekte baba olduğu iddiasında olan kişi
tarafından açılması halinde ise davalı tarafta ana, çocuk ve kocanın yer alması
gerekir.
Soybağının
Reddi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum
sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. (MK m.283) Hüküm bağlamında
soybağının reddi davası, davacı ve davalının dava veya çocuğun doğumu
esnasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılabilecektir. Taraflardan hiçbirinin
Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması durumunda soybağının reddi davasında
yetkili mahkeme 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında
Kanun’un 41.maddesi hükmüne göre belirlenecektir. Anılan maddeye göre; “Türk
vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde
açılmadığı veya açılamadığı takdirde, Türkiye’de yer itibariyle yetkili
mahkemede, bulunmaması halinde ilgilinin sakin olduğu yer, Türkiye’de sakin
değilse Türkiye’de son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığI takdirde
Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.”
Soybağının reddi davasında görevli mahkeme ise Aile
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi
bağlamında aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde Aile
Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacaktır.
Soybağının
Reddi Davasında Hak Düşürücü Süreler
Soybağının reddi davasında dava açma süreleri büyük önem
taşımaktadır. Kanunda belirtilen sürelerin kaçırılması ciddi sonuçların
doğmasına sebep olmaktadır. Nitekim sürenin kaçırılması ile soybağı reddedilmek
istenen çocuğun davacı kocanın nüfusunda kalması, onun mirasçı sıfatını
sürdürmesi mümkün olabilecektir.
MK m.289 koca ve çocuk tarafından açılacak dava için MK m.291
ise diğer ilgililer ve kayyımca çocuk adına açılacak dava için hak düşürücü
süreler öngörmektedir. Soybağının reddini talep etmek yenilik doğurucu bir
haktır ve yenilik doğurucu haklar kural olarak zamanaşımına değil hak düşürücü
süreye tabidir. Burada belirtilen sürelerin hak düşürücü süre olması sürelerin
durmasına ve kesilmesine engel oluşturmaktadır. Sürenin dolduğu hâkim
tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
743 sayılı Eski Medeni Kanun döneminde öngörülmüş olan bir aylık
kısa süre 4721 sayılı Yeni Medeni Kanun ile 1 yıla çıkarılmış olup ayrıca
kocanın ve kayyımın açacağı dava bakımından beş yıllık ikinci bir süre daha
kabul edilmiştir.
Madde düzenlemesine göre koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını
veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu
öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır.
Soybağının reddi davasında davacı çocuk ise ergin olduğu
tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde davayı açmalıdır. (MK m289/2) Ergin
olmayan çocuğa atanacak kayyım ise atama kararının kendisine tebliğinden
itibaren bir yıl, herhalde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi
davasını açacaktır. (MK m.291/2) Çocuğa kayyım atanmamış veya çocuğa atanan
kayyım tarafından dava açılmamış olması çocuğun ergin olduktan sonra dava
açmasına engel oluşturmaz.
Diğer ilgililer (kocanın altsoyu, ana ve babası, gerçek baba
olduğunu iddia eden kişi) soybağının reddi davasını, doğumu ve kocanın ölümünü,
ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı
verildiğini öğrenmelerinden itibaren bir yıl içinde açabileceklerdir. (MK
m.291/1)
Dava
Açma Süresinin Uzaması
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun ise bu konuda m.289/3 hükmünü
öngörmüştür. Maddeye göre; “Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık
süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” Bu hüküm uyarınca
soybağının reddi davasının süresinde açılamadığı hallerde, gecikme haklı bir
sebebe dayanıyorsa, soybağının reddi davasına ilişkin olarak kabul edilen bir
yıllık süre haklı sebep teşkil eden durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren
başlayacaktır. MK m.289/3 her ne kadar koca ve çocuğun dava hakkına ilişkin
olsa da MK m.291/3 bağlamında diğer ilgililerin dava açma hakkı bakımından da
uygulanacaktır.
Hangi durumların haklı neden oluşturacağının takdiri MK 4
bağlamında hakime aittir. Haklı nedenlere örnek olarak; kocanın ayırt etme
gücünü geçici olarak kaybetmesi, kocanın cezaevinde bulunması, yurtdışında
çalışıyor olması, ağır bir hastalık nedeniyle bir hastanede tedavi altında
olması, bulaşıcı bir hastalık nedeniyle karantina sahası içerisinde mahsur
kalması gösterilebilir. Bunun yanında
kocanın çocuğun kendisinden olmadığını bilmesine rağmen, aile şerefini korumak
için soybağının reddi davası açmaması, ancak bu hususun ortaya çıkmasından
sonra dava açması, karısının gebe kaldığı dönemde bir başka erkekle cinsel
ilişkide bulunduğunu bilmesine rağmen ancak karısının bu hususu ikrar
etmesinden veya zina nedeniyle açtığı boşanma davasının sonuçlanmasından önce
soybağının reddi davası açmaması sürenin uzaması neticesini doğuracak haklı
neden olarak kabul edilmemektedir.
MK m.289/3 çerçevesinde gecikmeyi haklı kılacak nedenlerin
bulunması söz konusu olmasa da sürenin sona ermesinden önce açılmış bulunan soybağının
reddi davası usul eksikliğinden reddedilirse bu sırada dava açma süresi sona
erse bile, davacı BK.m.137 hükmünün kıyasen uygulanması yoluyla 60 günlük ek
süre içerisinde davasını yeniden yöneltebilir.
Soybağının
Reddi Davasının Sonuçları
Medeni Kanuna göre mahkemece verilen soybağının reddine ilişkin
karar kesinleşince, çocuk ile koca arasındaki soybağı ortadan kalkar. Ancak
eski kanundan farklı olarak çocuğun anaya karşı soybağında herhangi bir
değişiklik söz konusu olmaz. Yeni Medeni Kanun sahih nesep-gayrisahih nesep
ayrımını kaldırdığı için koca yönünden soybağı reddedilen çocuğun, anaya karşı
da gayri sahih nesepli duruma gelmesi artık söz konusu değildir.
Davacının soybağının reddine ilişkin talebinin mahkemece kabulü
neticesinde verilen hükmün sonucu, çocuk lehine o güne kadar geçerli olan
babalık karinesinin artık hüküm ifade etmemesidir. Soybağının reddi davasında
soybağının reddi kararı yenilik doğuran bir hüküm niteliğinde olduğu için
hükmün kesinleşmesiyle beraber çocuk ile koca arasındaki soybağı geçmişe etkili
olarak, çocuğun doğumu tarihinden itibaren ortadan kalkar. Çocuk doğumdan
itibaren baba yönünden soybağına sahip olmayan çocuk haline gelir. Soybağının
reddi kararı ile anasına kalan çocukla, anasının kocası arasında hukuken hiçbir
ilişki ve bağ kalmadığından çocuk,
anasının kocasının soyadını taşıyamaz, mirasçısı olamaz. Soybağının reddi
kararı çocuğun anası ile olan soybağını ise etkilemez.
Soybağının
reddi kararı herkese karşı etkilidir. Soybağı statüsünde oluşan değişiklik dava
açsın açmasın herkesi etkiler. Soybağının reddine ilişkin karar geçmişe etkili
olduğu için kocanın, çocuğa karşı soybağının mevcudiyetinden kaynaklanan bakım
ve eğitim harcamalarını karşılama yükümlülüğü ile nafaka yükümlülüğü son
bulduğu gibi çocuk için daha önce yapılan edimlerin iadesi sebepsiz zenginleşme
hükümleri (BK.m.61 vd.) kapsamında anadan ve çocuk ile soybağı nın
kurulması durumunda gerçek babadan istenebilir. Çocuğa karşı iade talebinin
yöneltilmesine ise BK.m.63/1 engel oluşturur.
Hukuki
sorunlarınızla ilgili profesyonel yardım almak istemeniz halinde iletişim
bölümündeki iletişim araçlarıyla ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.