Yalan Tanıklık Suçu

Yalan Tanıklık Suçu


Yalan tanıklık suçu, mahkemede veya yetkili bir makam önünde gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle işlenen bir suçtur. Bu suç, adaletin doğru tecelli etmesine engel olduğundan, hukuk sistemlerinde ciddi yaptırımlara tabidir. Türk Ceza Kanunu'nun 272. maddesi, yalan tanıklık suçunu düzenlemektedir.


Hukuki Tanım


Türk Ceza Kanunu'na göre yalan tanıklık, bir kişinin, tanık sıfatıyla dinlendiği sırada gerçeğe aykırı beyanda bulunması olarak tanımlanır. Bu suç, hem tanık olarak dinlenen kişinin bilerek ve isteyerek yalan söylemesini hem de adaletin tecellisini engelleme amacını içerir.


Suçun Unsurları


Yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için bazı temel unsurların bulunması gerekir:
1. Failin tanık sıfatıyla dinlenmesi.
2. Gerçeğe aykırı beyanda bulunulması.
3. Yalan beyanın bilerek ve isteyerek yapılması.
4. Beyanın adaletin tecellisini engelleyici nitelikte olması.

Cezai Yaptırımlar


Yalan tanıklık suçunun işlenmesi halinde, fail, TCK madde 272 uyarınca hapis cezası ile cezalandırılır. Yalan tanıklık, yargılamanın seyrini etkilerse veya masum bir kişinin mahkumiyetine yol açarsa, ceza daha da ağırlaştırılır. Suçun organize şekilde veya baskı altında işlenmesi halinde, cezalar artırılabilir.


Yasal Süreç


Yalan tanıklık suçu tespit edildiğinde, soruşturma yetkili makamlar tarafından başlatılır. Savcılık, tanığın beyanlarını inceleyerek suçun işlenip işlenmediğini belirler. Suçun sabit görülmesi durumunda, dava açılır ve yargılama sonucunda mahkemece ceza verilir.


İstisnalar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler


Yalan tanıklık suçunda, tanığın beyanını düzeltme hakkı vardır. Tanık, gerçeği fark ettiğinde beyanını düzeltirse, cezai sorumluluktan kurtulabilir. Ayrıca, tanığın baskı altında gerçeği saklaması durumu da göz önünde bulundurulur ve bu tür durumlar, cezada indirim nedeni olabilir.

  • Paylaş: